Mal Rejimleri

Mal Rejimleri

 

Eşlerin, evlenmeden önce sahip oldukları malları ile evlilik birliği içinde ortaklaşa edindikleri mallarının, evliliğin sona ermesi durumunda nasıl paylaşılacağı mal rejimine göre belirlenmektedir.

  1. Mal Rejimleri Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu kapsamında, eşlerin tabi olacakları mal rejimi sayısı dörttür. Bunlar;

  • Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi (Yasal mal rejimi)
  • Mal Ayrılığı Rejimi (Seçimlik mal rejimi)
  • Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi (Seçimlik mal rejimi)
  • Mal Ortaklığı Rejimi (Seçimlik mal rejimi)

 

Eşlerden her ikisi de Türk Vatandaşı ise, kanunda belirtilen bu dört mal rejimi dışında başkaca bir mal rejimi yaratamaz veya mal rejimlerini karıştırıp karma bir rejim yapamazlar.

  1. Mal Rejimi Ne Zaman Seçilir?

Eşler, evlilik öncesinde evlendirme memurluğuna yapacakları yazılı bir başvuru ile kanunda belirtilen mal rejimlerinden birisini seeilebilirler (Türk Medeni Kanunu Md. 205). Yine evlilik öncesinde noterde (düzenleme veya onaylama şeklinde) yapılacak sözleşme ile de mal rejimi seçilebilir. Bu iki halde seçilen mal rejimi, evlilik tarihinden itibaren geçerli olacaktır.

Eşler evlendikten sonra da, evlilik devam ettiği müddetçe, noterde yapılacak sözleşme ile mal rejimi seçebilirler (Türk Medeni Kanunu Md. 203). Bu halde seçtikleri mal rejiminin, evlilik tarihinden itibaren geçerli olacağını veya sözleşme tarihinden itibaren geçerli olacağını veya evlilik içinde herhangi bir tarihten sonra geçerli olacağını kararlaştırabilirler.

Eğer eşler, evlilik öncesi veya evlilik sonrası herhangi bir mal rejimini seçmemişlerse, aralarında yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olacaktır. Ayrıca, eşlerin seçmiş oldukları mal rejimini değiştirip başka bir mal rejimini seçmeleri kanuni sınırlar içinde mümkündür (Türk Medeni Kanunu Md. 203).

  1. Mal Rejimlerinin Genel Unsurları

Hukukumuzda düzenlenen mal rejimleri ile ilgili genel çerçeveye dair kısa bir açıklama yapacağız.

3.1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi

Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 202. Maddesine göre, edinilmiş mallara katılma rejimi eşler arasında kanunen uygulanacak asıl rejimdir.

TMK’nın yürürlüğe girdiği tarih 1 Ocak 2002 tarihidir. Bu tarihten önce yapılan evliliklerde, eşler 1 Ocak 2002 tarihini izleyen bir yıl içinde, notere giderek herhangi bir mal rejimini seçebilirlerdi. Şayet eşler bu bir yıllık sürede bir seçim yapmamışlarsa, evlendikleri tarihten 1 Ocak 2002 tarihine kadar mal ayrılığı rejimi, 1 Ocak 2002’den boşanma davasını açtıkları tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi hükümleri uygulanacaktır.

1 Ocak 2002 tarihinden evvel evlenip de günümüzde boşanmak isteyen eşler, evlilik tarihinden 1 Ocak 2002 tarihine kadar mal ayrılığı rejimine, 1 Ocak 2002 tarihinden boşanma tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaklardır.

Bu rejim bilhassa, evlilik süresince maaş veya ücret karşılığı çalışmayan, ancak ev kadını olarak çalışan kadınların, boşanma aşamasındaki hak ve menfaatlerini koruması bakımından son derece önemlidir.

Bu rejimde, malların kimin adına tescil edildiğinin bir önemi yoktur. Bu mal rejiminde, eşlerin malları iki gruba ayrılır: (a) Edinilmiş mallar; (b) Kişisel mallar. Evlilik devam ederken her bir eşin karşılığını vererek elde ettikleri mal varlığı değerleri edinilmiş mal teşkil eder (TMK Md. 219). Evlilik içerisinde, para veya bedel karşılığı koca adına alınan ev veya kadın adına alınan yazlık edinilmiş maldır.

TMK 219. Maddede belirtilen edinilmiş mallar şunlardır:

  • Çalışmasının karşılığı olan edinimler
  • Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
  • Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
  • Kişisel mallarının gelirleri,
  • Edinilmiş malların yerine geçen değerler

Kişisel mallar ise TMK 219. Maddede belirtilmiştir. Bunlar:

  • Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
  • Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
  • Manevî tazminat alacakları,
  • Kişisel mallar yerine geçen değerler.

Bir malın kişisel veya edinilmiş mal olup olmadığı, evliliğin sona ermesi durumunda paylaşıma esas malların tespiti aşamasında (tasfiye) önem arzetmektedir (TMK Md. 228).

Malların tasfiyesi aşamasında, eşlerin kişisel malları paylaşım dışı tutulur. Yani eşlerden birisine babasından kalan ev sadece o eşe aittir, ev üzerinde diğer eşin hiçbir alacak hakkı doğmaz.

Edinilmiş mallarda ise, öncelikle edinilmiş malın var ise, borcu düşülür. Borç düşüldükten (veya borç yoksa malın bedelinden) sonra kalan artı değere eşler ½ oranında sahip olur (TMK Md. 231, 236). Eşlerin edinilmiş bir maldaki artık değer üzerindeki alacak hakkı “katılma alacağını” oluşturur. Tasfiye esnasında, eşlerin katılma alacağı nakit veya ayni olarak ödenebilir (TMK Md. 239).

Edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında, eşlerin birbirlerinin mallarına yaptıkları katkılardan dolayı “katkı payı” davası, eşlerin birbirlerinin mallarına yaptıkları katkılar neticesi malın değerinin artması halinde “değer artış payı” davası, edinilmiş mal grubunun kişisel mal grubuna katkı yapması veya tam tersi durumunda mal gruplarının birbirlerinden olan alacaklarına dair “denkleştirme alacağı” davaları sözkonusu olmaktadır.

Yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda, 1 Ocak 2002 öncesi yapılan evliliklerde de katkı payı alacağı davası açmak mümkündür.

Eşlerden birinin vefatı, evliliğin mahkemece iptal edilmesi, boşanma davası açılması veya başka bir mal rejimine geçilmesi hallerinde edinilmiş mallara katılma rejimi sona erer. Eşlerden birinin vefatı halinde, diğer eş mirasın paylaşılmasından evvel mal rejiminin tasfiyesini ve katılma alacağını isteme hakkında sahiptir (TMK Md. 240). Bu sayede, sağ kalan eş miras payından fazlasını alabilmektedir.     

Eşler boşanma davası öncesinde veya sonrasında birbirlerinden mal kaçırmak suretiyle diğer eşin alacak miktarını azaltmaya çalışabilirler. TMK’nun 229. Maddesindeki düzenleme ile kötüniyetli eşin bu şekilde mal kaçırması engellenmeye çalışılmıştır.

Madde metnine göre, eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler, malların tasfiyesi esnasında edinilmiş mallara değer olarak eklenir. Ekleme yapıldıktan sonra tespit edilecek artık değere göre eşlerin katılma alacağı tespit edilecektir.

Boşanma davasının zina veya hayata kast nedeniyle açılmış olması halinde, hâkim, zina yapan veya hayata kast eden eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir (TMK Md. 236/2).

3.2. Mal Ayrılığı Rejimi

Mal ayrılığı rejimi, seçimlik mal rejimlerindendir. Yani eşler bu rejimi kendileri yukarıda açıkladığımız şekilde seçebilirler. Bu sistem eski Medeni Kanun’un yürürlüğü zamanındaki asıl mal rejimi olan mal ayrılığı rejimidir. Eşlerden her biri kendilerine ait olan mallar üzerinde yasal sınırlar içerisinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur (TMK Md. 242).

3.3. Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi

Bu mal rejimi de seçimlik mal rejimlerindendir. Mal ayrılığı rejiminde olduğu gibi, eşlerin kendi malları vardır ve bu mallar üzerinde yasal sınırlar içerisinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur (TMK Md. 244). Bu mal rejiminin farkı, tasfiye esnasında ortaya çıkar. Tasfiyede ayni taksim yapılır.

3.4. Mal Ortaklığı Rejimi

Aynı şekilde seçimlik mal rejimlerinden olup TMK 6 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Mal ortaklığı rejimi, ortaklık malları ile eşlerin kişisel mallarını kapsar. Bu rejimde kural olarak, eşlerin kanunen kişisel mal sayılanlar dışındaki malları ile gelirleri ortaklık mallarını oluşturur. Eşler, ortaklık mallarına bölünmemiş bir bütün olarak sahip olurlar. Hiçbir eş, ortaklık payı üzerinde tek başına tasarruf hakkına sahip değildir.

Saygılarımla,

Avukat Serap Kervan Küçük

Uyarı: Bu yazıda yer alan açıklamalar genel mahiyette olup dava açılmadan evvel olay ve olgular ayrı ayrı değerlendirilmeli ve hukuki görüş alınmalıdır.”

“Bu yazıda yer alan açıklamaların tamamı veya bir kısmı yazarın yazılı izni olmadan kullanılamaz, dağıtılamaz.”

Yorum bırakın

Scroll to Top